ISUBÜ VE REKTÖRÜNE İTİBAR SUİKASTINA ALET OLANLARI ŞİDDETLE KINIYORUZ
ISUBÜ VE REKTÖRÜNE İTİBAR SUİKASTINA ALET OLANLARI ŞİDDETLE KINIYORUZ
ISUBÜ VE REKTÖRÜNE İTİBAR SUİKASTINA ALET OLANLARI ŞİDDETLE KINIYORUZ
Gazeteci Mehmet Ali Çelik, Türkiye genelinde yapılan bir araştırma sonucu SDÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Saltan’ın 23’lük h-indeksi ile Türkiye ortalamasının üzerine çıktığı, ISUBÜ Rektörü Prof. Dr. Yılmaz Çatal’ın ise h-indeksinin 10 çıkması üzerine yapılan haberlerin ardından bir köşe yazısı yazdı. Kıyaslamanın doğru olmadığını belirten Çelik, yazısında bu değerlendirmenin hangi kriterlere göre yapıldığı ve ISUBÜ Rektörünün neden düşük seviyede kaldığını anlattı.
Değerli dostlar,
Akademik camiada kullanılan ve bir fikir olarak akademik başarıyı veren h-indeksi; 2005 yılında UC San Diego’da bir fizikçi olan Jorge E. Hirsch tarafından fizikçilerin akademik kalitesini belirlemek için önerilmiştir. Kişiye atfen Hirsch indeksi veya Hirsch sayısı olarak da adlandırılmaktadır. Kısaca akademik camiada h-indeksi olarak isimlendirilmektedir.
Hirsch, h -indeksinin diğer bibliyometrik göstergelerin başlıca dezavantajlarını ele almak için tasarlandığına vurgu yapmıştır. Toplam makale sayısı yerine toplam atıf sayısı esas alınır. İndeks, aynı alanda çalışan bilim insanlarını karşılaştırırken en iyi şekilde çalışır, çünkü atıf sözleşmeleri farklı alanlar arasında büyük ölçüde farklılık gösterir.
H-indeksi benzer disiplinlerde kariyerlerinde benzer aşamalardaki araştırmacıların kıyaslanması için yarar ve hem üretkenliğin hem de etkinin tek bir metrikte birleştirilebilmesi mümkün kılar.
Bu artılara rağmen h-indeksi disiplinler arasında karşılaştırma yapamaz, yayın içeriği veya kariyeri dikkate almaz, yazar sıralamasını ve önemini dikkate almaz.
Ayrıca akılda tutulması gereken bazı uyarılar da vardır. Açıkçası, tek bir sayı bir bireyin çok yönlü profiline kabaca bir yaklaşımdan fazlasını veremez ve bir bireyi değerlendirmede birçok başka faktörün bir arada ele alınması gerektiği unutulmamalıdır. Üniversite akademik hayatında özellikle görev süresi uzatımı verilmesi ya da reddedilmesi gibi hayati konulardaki kararlarda, her zaman istisnalar olabileceği gerçeği akılda tutulmalıdır.
Farklı alanlarda tipik h-indeks değerlerinin bulunması, o alandaki bir makaledeki ortalama referans sayısına, alandaki bir bilim insanının ürettiği ortalama yayın sayısına ve alanın büyüklüğüne bağlıdır. Popüler olmayan alanlarda çalışan bilim adamları, popüler alanlarda çalışanlar gibi çok yüksek h-indeksi değerlerine ulaşamayacaklardır. Her ne kadar yüksek bir h-indeksi değerinin yüksek başarı ve güvenilirlik göstergesi olduğu iddia edilse de, bu her zaman doğru değildir. Belirli bir alt alan içinde bile, atıf dağılımlarının eğriliği konusunda önemli farklılıklar vardır ve olağanüstü yüksek atıf sayısıyla oldukça az makalesi olan nispeten düşük bir h-indeksi değerine sahip bir yazar için, h-indeksi bilim insanının başarılarını tam olarak yansıtmayacaktır.
Üniversitelerin değişik yönetim aşamaları için yalnızca h-indeksiyle başarıyı değerlendirmek yanıltıcıdır. Bu metrik, alan farklılıklarını ve yönetsel sorumlulukları yansıtmaz; ayrıca atıf çeteleriyle yapay biçimde şişirilebilen bir göstergedir.
Ülkemizde sınırlı sayıda akademisyenin bulunduğu Orman Fakültelerinde Rektör Yılmaz ÇATAL’ın çalışma konusu olan “Orman Hasılatı ve Biyometrisi” konusunda çalışan öğretim üyesi sayısı 15’i geçmemektedir. Söz konusu alanda 15 akademisyen ile çıkacak makale sayısının ve bu makalede Prof.Dr.Yılmaz ÇATAL’a atıfta bulunulması maksimum 15 akademisyen ile sınırlı kalacaktır. Örneğin 2000 akademisyenin bulunduğu Analitik Kimya alanındaki bir akademisyenin yayınlarına o alanda akademisyen çok olduğu için o atıf daha çok olacaktır. Bu yüzden temel bilim alanlarında h-indeksinin yüksek olması, akademisyen sayısının yüksek olmasıyla yüksektir.
Bu durum da h-indeksi çok akademisyenin olduğu alanda yüksek olacaktır. Ülkemizde 1857 yılında ilk kurulan Orman Fakültesi olan fakültede bile “Orman Hasılatı ve Biyometri Anabilim Dalı” için hala profesör öğretim üyesinin olmaması “Orman Hasılatı ve Biyometri” alanının akademik personel açısından dar bir alan olduğunu göstermektedir.
İlimiz için elinden gelen her türlü çabayı gösteren, üniversitesi için çalışmalarını yürüten Rektör Yılmaz Çatal için itibar suikastı ve ilimizin önemli bir eğitim kurumu olan ISUBÜ’nün kötü gösterilmesi Isparta’mıza hiçbir şey kazandırmayacaktır. Ayrıca, 2012 yılında ülkemizin en genç doçenti olan ve en genç profesörlerden biri olan Prof.Dr.Yılmaz ÇATAL 3 yıl Meslek Yüksekokulu Müdürlüğü, 3 yıl Fakülte Dekanlığı ve son olarak Üniversite rektörlüğü süresince bir çok tez, makale, doçentlik jüri üyeliğinde kendine yapay atıfta bulundurarak h-indeksinde başkaca bir manipülasyonlara girmeden akademik hayatına devam ettiği için tebrik etmek gerek.
Mehmet Ali Çelik
Küresel Akdeniz ve TİNGADER Türkiye Dergisi İmtiyaz Sahibi
TİNGADER (Tüm İnternet Gazeteciliği ve Gazeteciler Derneği) Gn.Bşk
e. Tarih Öğretmen
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.