ISPARTA’DA 2025-2026 ADLİ YILI TÖRENLE AÇILDI

ISPARTA 02.09.2025 - 10:51, Güncelleme: 02.09.2025 - 10:52
 

ISPARTA’DA 2025-2026 ADLİ YILI TÖRENLE AÇILDI

Isparta’da 2025-2026 Adli Yılı, düzenlenen törenle resmen başladı. Isparta Adliyesi ve Baro Başkanlığı iş birliğiyle gerçekleştirilen tören, yeni Adliye Sarayı bahçesinde yoğun katılımla yapıldı.
Törene; Isparta Baro Başkanı Av. Fatih Semiz, Cumhuriyet Başsavcısı Doç. Dr. Aydın Turhan, adliye hâkim ve savcıları, Baro yönetim kurulu üyeleri, önceki dönem baro başkanları, avukatlar, stajyerler ve adliye personeli katıldı. Program, Atatürk Anıtı’na çelenk sunulması, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından Baro Başkanı Av. Fatih Semiz ve Cumhuriyet Başsavcısı Doç. Dr. Aydın Turhan birer konuşma yaptı. Baro Başkanı Av. Fatih Semiz, konuşmasında yeni adli yılın yalnızca takvimsel bir yenilenme değil, hukuka ve toplumsal barışa olan inancı tazeleme fırsatı olduğunu belirterek, yargıya güvenin yeniden inşa edilmesinin en önemli hedeflerden biri olduğunu vurguladı. Avukatların karşılaştığı baskılara, saldırılara ve ekonomik zorluklara dikkat çeken Başkan Semiz, konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “Yeni adli yıl, hepimiz için yalnızca takvimsel bir yenilenme değil; hukuka, vicdana ve toplumsal barışa olan inancımızı da tazeleme fırsatıdır. Yargıya olan güvenin azaldığı, savunmanın da sistematik biçimde baskı altına alınmaya çalışıldığı bu dönemde, çözümün, yalnızca bağımsız bir yargı ve özgür bir savunma makamıyla sağlanabileceğini unutmamalıyız.  Ancak ne yazık ki, son yıllarda savunma makamının karşılaştığı zorluklar artmaktadır. Avukatların mesleki faaliyetleri sırasında maruz kaldıkları baskılar, fiziksel saldırılar ve itibarsızlaştırma çabaları, yalnızca mesleğimizi değil, adalet sistemimizin bütünlüğünü de tehdit etmektedir. Bu durum, vatandaşlarımızın adalete olan güvenini sarsmakta ve hukuk devletinin temellerini de zayıflatmaktadır. Meslektaşlarımız, yalnızca mesleklerini icra ederken karşılaştıkları baskılarla değil, ağırlaşan ekonomik koşullar ve saldırılar nedeniyle de ciddi bir varoluş mücadelesi vermektedir. Avukatların ekonomik ve mesleki güvenceden yoksun bırakılması, savunmayı işlevsiz hâle getirmekte; bu da doğrudan adil yargılanma hakkını imkânsızlaştırmaktadır. Öngörüsüzce açılan hukuk fakülteleri, tüm hukuk mesleklerinin niteliğini ve geleceğini tehdit etmektedir. Devlet üniversitelerinin kontenjanlarının azaltılması olumlu bir adım olsa da asla yeterli değildir; başarı sırasının yükseltilmesi ve hukuk eğitiminin niteliğini artıracak adımların atılması da zorunludur. Serbest çalışan avukatların iş alanlarının genişletilmesi, bağlı çalışan avukatlar için mesleğin onuruna uygun bir ücret rejimi oluşturulması, stajyer avukatlara destek sağlanması, kamu avukatlarının özlük haklarının düzenlenmesi, zorunlu müdafilik ödemelerinin artırılması ve adli yardım ödeneğinin yükseltilmesi hayati önem taşımaktadır. Türkiye Barolar Birliği’nin ve baroların ısrarlı taleplerini içeren bu düzenlemelerin yalnızca meslek için değil, toplumun adalete erişim hakkı için de kritik önemde olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. Bağımsız yargının ve güçlü bir savunmanın teminatı; ekonomik ve mesleki açıdan sağlanacak güvencelerdir. Bizler, bağımsız savunmayı, meslek örgütlerimizin özerkliğini ve hukukun üstünlüğünü koruma konusundaki kararlılığımızı bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. Bu hedeflerin hayata geçebilmesi haricinde yeni adli yılda çözüme kavuşturulması gereken en büyük sorun, toplumda kaybolmuş olan hukuka güvenin yeniden tesis edilmesidir. Toplumsal huzuru ve barışı etkileyen bu güven kaybını yeniden yükseltmek, yalnızca yeni yasaların çıkarılmasıyla değil, Anayasa ve mevcut yasaların eksiksiz uygulanmasıyla mümkündür. Özgürlükler ve diğer anayasal haklar güvence altına alınmadıkça, adalet duygusu onarılamaz, hukuka olan güven maalesef tesis edilemez. Bugün burada bahsettiğim ve çokluğu sebebiyle bahsedemediğim birçok yargıya ilişkin problemin bir yılda çözülemeyeceğinin farkındayız. Ancak yukarıda bahsetmiş olduğum avukat meslektaşlarımın yaşamış olduğu sorunlar da iyileşmelerin yaşanacağı, hakimlik teminatının güvence altına alındığı, toplumsal huzurda ve hukuka olan güvende artışın yaşandığı, yargı sistemi içinde yer alan tüm çalışanların ekonomik kaygılardan arındığı yeni bir yıl en büyük temennimizdir.  Sözlerime Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözleriyle son vermek istiyorum. "Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin, devlet halinde varlığı kabul olunmaz" Atatürk’ün de dediği gibi devlet tüm gücünü adaletten almakta, adalette ancak bağımsız yargıyla mümkün olmaktadır.” Yeni adli yılın tüm yargı çalışanlarına, vatandaşlara ve ülkeye hayırlı olması temennisinde bulunan Baro Başkanı Semiz, adaletin tesis edilmesi için mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi.
Isparta’da 2025-2026 Adli Yılı, düzenlenen törenle resmen başladı. Isparta Adliyesi ve Baro Başkanlığı iş birliğiyle gerçekleştirilen tören, yeni Adliye Sarayı bahçesinde yoğun katılımla yapıldı.

Törene; Isparta Baro Başkanı Av. Fatih Semiz, Cumhuriyet Başsavcısı Doç. Dr. Aydın Turhan, adliye hâkim ve savcıları, Baro yönetim kurulu üyeleri, önceki dönem baro başkanları, avukatlar, stajyerler ve adliye personeli katıldı.

Program, Atatürk Anıtı’na çelenk sunulması, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından Baro Başkanı Av. Fatih Semiz ve Cumhuriyet Başsavcısı Doç. Dr. Aydın Turhan birer konuşma yaptı.

Baro Başkanı Av. Fatih Semiz, konuşmasında yeni adli yılın yalnızca takvimsel bir yenilenme değil, hukuka ve toplumsal barışa olan inancı tazeleme fırsatı olduğunu belirterek, yargıya güvenin yeniden inşa edilmesinin en önemli hedeflerden biri olduğunu vurguladı.

Avukatların karşılaştığı baskılara, saldırılara ve ekonomik zorluklara dikkat çeken Başkan Semiz, konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “Yeni adli yıl, hepimiz için yalnızca takvimsel bir yenilenme değil; hukuka, vicdana ve toplumsal barışa olan inancımızı da tazeleme fırsatıdır. Yargıya olan güvenin azaldığı, savunmanın da sistematik biçimde baskı altına alınmaya çalışıldığı bu dönemde, çözümün, yalnızca bağımsız bir yargı ve özgür bir savunma makamıyla sağlanabileceğini unutmamalıyız. 

Ancak ne yazık ki, son yıllarda savunma makamının karşılaştığı zorluklar artmaktadır. Avukatların mesleki faaliyetleri sırasında maruz kaldıkları baskılar, fiziksel saldırılar ve itibarsızlaştırma çabaları, yalnızca mesleğimizi değil, adalet sistemimizin bütünlüğünü de tehdit etmektedir. Bu durum, vatandaşlarımızın adalete olan güvenini sarsmakta ve hukuk devletinin temellerini de zayıflatmaktadır.

Meslektaşlarımız, yalnızca mesleklerini icra ederken karşılaştıkları baskılarla değil, ağırlaşan ekonomik koşullar ve saldırılar nedeniyle de ciddi bir varoluş mücadelesi vermektedir. Avukatların ekonomik ve mesleki güvenceden yoksun bırakılması, savunmayı işlevsiz hâle getirmekte; bu da doğrudan adil yargılanma hakkını imkânsızlaştırmaktadır.

Öngörüsüzce açılan hukuk fakülteleri, tüm hukuk mesleklerinin niteliğini ve geleceğini tehdit etmektedir. Devlet üniversitelerinin kontenjanlarının azaltılması olumlu bir adım olsa da asla yeterli değildir; başarı sırasının yükseltilmesi ve hukuk eğitiminin niteliğini artıracak adımların atılması da zorunludur.

Serbest çalışan avukatların iş alanlarının genişletilmesi, bağlı çalışan avukatlar için mesleğin onuruna uygun bir ücret rejimi oluşturulması, stajyer avukatlara destek sağlanması, kamu avukatlarının özlük haklarının düzenlenmesi, zorunlu müdafilik ödemelerinin artırılması ve adli yardım ödeneğinin yükseltilmesi hayati önem taşımaktadır. Türkiye Barolar Birliği’nin ve baroların ısrarlı taleplerini içeren bu düzenlemelerin yalnızca meslek için değil, toplumun adalete erişim hakkı için de kritik önemde olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.

Bağımsız yargının ve güçlü bir savunmanın teminatı; ekonomik ve mesleki açıdan sağlanacak güvencelerdir. Bizler, bağımsız savunmayı, meslek örgütlerimizin özerkliğini ve hukukun üstünlüğünü koruma konusundaki kararlılığımızı bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.

Bu hedeflerin hayata geçebilmesi haricinde yeni adli yılda çözüme kavuşturulması gereken en büyük sorun, toplumda kaybolmuş olan hukuka güvenin yeniden tesis edilmesidir. Toplumsal huzuru ve barışı etkileyen bu güven kaybını yeniden yükseltmek, yalnızca yeni yasaların çıkarılmasıyla değil, Anayasa ve mevcut yasaların eksiksiz uygulanmasıyla mümkündür. Özgürlükler ve diğer anayasal haklar güvence altına alınmadıkça, adalet duygusu onarılamaz, hukuka olan güven maalesef tesis edilemez.

Bugün burada bahsettiğim ve çokluğu sebebiyle bahsedemediğim birçok yargıya ilişkin problemin bir yılda çözülemeyeceğinin farkındayız. Ancak yukarıda bahsetmiş olduğum avukat meslektaşlarımın yaşamış olduğu sorunlar da iyileşmelerin yaşanacağı, hakimlik teminatının güvence altına alındığı, toplumsal huzurda ve hukuka olan güvende artışın yaşandığı, yargı sistemi içinde yer alan tüm çalışanların ekonomik kaygılardan arındığı yeni bir yıl en büyük temennimizdir. 

Sözlerime Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözleriyle son vermek istiyorum. "Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin, devlet halinde varlığı kabul olunmaz" Atatürk’ün de dediği gibi devlet tüm gücünü adaletten almakta, adalette ancak bağımsız yargıyla mümkün olmaktadır.”

Yeni adli yılın tüm yargı çalışanlarına, vatandaşlara ve ülkeye hayırlı olması temennisinde bulunan Baro Başkanı Semiz, adaletin tesis edilmesi için mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve alem32.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.