GÜL VE LAVANTA SADECE TARIM ÜRÜNÜ OLARAK GÖRÜLMEMELİ
GÜL VE LAVANTA SADECE TARIM ÜRÜNÜ OLARAK GÖRÜLMEMELİ
Gül ve lavanta, sadece tarlalarda yetişen bitkiler olmanın ötesinde, kültürel ve ekonomik açıdan büyük bir değere sahiptir. Bu açıdan bakıldığında, Isparta hem gülün hem de lavantanın üretiminde öncü bir şehir olarak öne çıkmaktadır. Gerek görsellikleriyle turizme katkı sunmaları, gerekse işlenerek katma değeri yüksek ürünlere dönüşmeleri sayesinde bu iki bitki, artık yalnızca tarımsal üretimin değil; sanayi, ticaret ve ihracatın da önemli bir parçası haline gelmiştir. Özellikle son yıllarda Isparta'da bu alanda güçlü bir altyapı oluşmuş, üretimden işlenmeye, pazarlamadan markalaşmaya kadar birçok aşamada ciddi ilerlemeler kaydedilmiştir.
Gülün sadece bir tarım ürünü olarak görülmemesi gerektiğine dikkat çeken Isparta Ziraat Odası Başkanı Mustahattin Can Selçuk, “Gülün öncelikle görsel bir değeri var. Bu görsellikten sonra kokusu devreye giriyor. Gül, fabrikalarda işlendiğinde; gül suyu, krem, losyon, yağ gibi çok çeşitli ürünlere dönüşüyor. Örneğin, Mimar Sinan Caddesi’nde yürürken gül sabunundan reçeline, losyonundan yağ ve kremlerine kadar birçok ürünü görebilirsiniz. İlimizde bu alanda önemli bir altyapı oluştu ve gelişmeye de devam ediyor. Bu sektör sadece çiftçi boyutuyla sınırlı değil; çiftçi, sanayici, tüccar ve ihracatçı olmak üzere tüm paydaşlar birbirine bağlı bir sistemin içinde yer alıyor. Bu alandaki lokomotif firmamız ise Gülbirlik – Rosense. Ziraat Odası olarak biz de Gülbirlik ile sürekli iletişim ve istişare halindeyiz. Sık sık ziyaretlerde bulunarak çiftçimizin yanında olmaya çalışıyoruz. Aynı durum lavanta için de geçerli. Lavantanın da görsel çekiciliği ve kokusunun ardından, işlenerek yağı, suyu, losyonu gibi ürünlere dönüştürüldüğünü görüyoruz” şeklinde konuştu.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.